Hakkımızda
Yönetim, “planlama” fonksiyonu ile başlayan, “kontrol” fonksiyonu ile son bulan, elde edilen geribildirim ile tekrar başa dönen bir süreçtir.
Kontrol işlevi; planlama sürecinde belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığını ve varsa
sapmaları tespit etmektir. Yönetim sürecinde bu sapmalardan yola çıkarak yeni planlama süreci yürütülecektir.
Klasik kontrol yaklaşımı genellikle süreç bittikten sonra, daha çok finansal nitelikteki göstergeleri dikkate alarak ulaşılan sonuçları geri bildirim olarak kullanmaktadır. Oysa örgütlerin başarılı bir şekilde yönetilmeleri için üç önemli hususun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
İlk olarak, sadece finansal nitelikteki göstergelerin değil, finansal nitelikte
olmayan göstergelerin de kontrol sürecinde kullanılmaları gerekmektedir. Ayrıca, örgütlerin performansını veya başarısını gösteren göstergeler ile izlenen stratejiler arasında ilişki kurulmalıdır, yani her strateji, uygulamanın başarısını gösteren belirli performans göstergelerine bağlanmalıdır (Koçel, 2013: 447). Üçüncü önemli husus ise
kontrol fonksiyonu yönetim sürecinin sonunda değil, dönemsel ve sistematik bir şekilde çalışmalı ve böylece anında stratejileri değerlendirmek ve geliştirmek için gereken bilgi desteğinin sağlanmasını mümkün kılmalıdır (Kaplan & Norton, 2015:
24).
Kamu kurum ve kuruluşlarında, vatandaş odaklı yönetime geçmek, misyon, vizyon ve amaçlar belirleyip faaliyet sonuçlarını değerlendirmek için “ölçemediğinizi yönetemezsiniz” yaklaşımının da etkisiyle kurumsal performans ölçümü kaçınılmaz olmuştur (Asa, 2011: 1).
Toplumun refah düzeyinin artması ve yaşam kalitesinin yükselmesinde yerel yönetimlerin tutumlu, verimli ve etkin bir şekilde hizmet sunmaları oldukça önemlidir. Rakipsiz bir ortamda hizmet veren yerel yönetim birimlerinin etkili bir performans yönetim yaklaşımına ihtiyaçları vardır ve kurumsal karne yaklaşımı bu ihtiyaca cevap verebilir.
Kurumsal karne, 1990’ların başında Robert Kaplan ve David Norton tarafından geliştirilen, kurumların misyon, vizyon ve stratejilerini anlaşılabilir, ölçülebilir ve uygulanabilir performans ölçütlerine dönüştürerek ifade etmeyi sağlayan bir stratejik yönetim yöntemidir. Böylece kurum performansı daha sağlıklı bir biçimde ölçülebilir ve varlıklar daha etkili ve verimli yönetilir.
Kurumsal karne, bir şirketin misyon ve stratejisinin anlaşılabilir performans ölçümleri şekline dönüştürülerek ifade edilmesini ve böylece stratejik ölçüm ve yönetim sistemi için gereken çerçevenin oluşturulmasını sağlar. Bunun yanı sıra finansal hedeflere ulaşmaya öncelik tanımakla birlikte finansal hedeflerin performansa bağlı yönlerini de göz önünde tutar. Bu yöntem aynı zamanda, şirketlerin elde ettiği finansal sonuçları takip etmenin yanında gelecekte büyüyebilmek için ihtiyaç duydukları kapasite ve maddi olmayan kaynaklardaki gelişimi de gözlemlemelerini sağlar.
Kurumsal karne yöntemi; kısa dönemli faaliyetleri uzun dönemli hedeflere bağlamak, bugün yapılan işlerin gelecekte elde edilmesi istenen çıktılara dönüşmesini sağlamak amacıyla örgütün vizyonunu ölçülebilecek performans ölçütlerine dönüştürür. Aynı zamanda örgüt şemasındaki ast ve üst arasındaki fark azaltarak, stratejiyi herkesin kendi karnesini oluşturması için araç olarak sunarak tüm çalışanlar arası iletişim sağlar. Örgütlerin stratejik planları ile bütçelerini ilişkilendirerek işlerin planlanmasını vurgular. Son olarak, stratejik geri bildirim ve özet mekanizması oluşturduğu için örgütte neden sonuç ilişkilerini yorumlar ve sürekli öğrenme ile örgüt performansını mükemmelleştirmeyi amaçlar (Kaplan & Norton, 1996b: 75 – 77 ).